Bir iskambil falında çıkmıştık birbirimize
O güzel kupa kızıydı, sinek valesiydim bense
Gece yarısı, o perşembe rastladım köprü üstünde
"Ağlama" dedim, o ağladı trabzanlardan indiğinde
"Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak?" dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var?
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan?
Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?
Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi, eri ağzımda
Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi, eri ağzımda
Sırılsıklamdı soyundu, vücuduma dokundu
Biraz pürüzlü tenimde yaşam hücrelerimi buldu
Mutluyudum, o uyudu, sarıldım sayıklarken
Tanımadığım o adları yanımda, çırılçıplak
"Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak?" dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var?
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan?
Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?
Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi, eri ağzımda
Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi, eri ağzımda
Rüyamda gururluydum, "Biliyordum" diyordum
İnanmak lazımmış meğer iskambil fallarına
Uyandım, bakakaldım, hayalî bir parmağın
Bıraktığı yazıya, pencere camının buğusuna
"Hoşça kal"
Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi, eri ağzımda
Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi, eri ağzımda
Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi, eri ağzımda
Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi, eri ağzımda
Eri ağzımda, eri ağzımda
Bir kar tanesi, eri ağzımda
Eri ağzımda, eri ağzımda
Bir kar tanesi ol, eri ağzımda
Bir kar tanesi, oh
Kar tanesi, oh
Kar tanesi, oh
Kar tanesi, oh