Köşedeki çiçekçi, seni sordu bu sabah
«Bur’da yok», dedim
Selam söyledi, tazeymiş gülleri
Yokluğun gibi
Yürüdüm biraz, seni düşledim
Umudumu senle süsledim
Ne dar sokaklar ne boş duraklar
Seni unutmama yardım etti
Senin küçük bir elvedan böyle büyük bir aşkı bitirebilir mi?
Ne sanıyorsun?
Bazen bi’ kaldırım taşı, bazen bi’ sokak çalgıcısı
Yani sen İstanbul’sun!
Senin küçük bir elvedan böyle büyük bir aşkı bitirebilir mi?
Ne sanıyorsun?
Bazen Kanlıca Sahili, bazen yalnız Kız Kulesi
Yani sen İstanbul’sun!
Köşedeki çiçekçi, seni sordu bu sabah
«Bur’da yok», dedim
Selam söyledi, tazeymiş gülleri
Yokluğun gibi
Yürüdüm biraz, seni düşledim
Umudumu senle süsledim
Ne dar sokaklar ne boş duraklar
Seni unutmama yardım etti
Senin küçük bir elvedan böyle büyük bir aşkı bitirebilir mi?
Ne sanıyorsun?
Bazen bi’ kaldırım taşı, bazen bi’ sokak çalgıcısı
Yani sen İstanbul’sun!
Senin küçük bir elvedan böyle büyük bir aşkı bitirebilir mi?
Ne sanıyorsun?
Bazen Kanlıca Sahili, bazen yalnız Kız Kulesi
Yani sen İstanbul’sun!
Oha, bu ne güzel şarkı sözleri böyle! Sanki içimden geçenleri yazmışlar. “Sen İstanbul’sun!” demesi… Vay be. Benim de böyle hissettiğim biri vardı, sanki şehrin ta kendisiydi. Neyse, eski defterleri açmayalım şimdi. Ama şarkı çok fena, bayıldım!