Ölümü düşündüm yirmilerde otuzlarda
Kalbim kabına sığmayan bir çocuktu
Ölümü tarttım en cesur bir anımda
Ele gelir bir ağırlığı yoktu
Ölümü tanıdım, civanmert dostlarıma
Kurşunlar yağdırdı, bıçaklar soktu
Ölüme sıvandım durdurulmaz bir hınçla
Sabrım yine ne diller döktü
Ölümü anlattım soluk soluğa
Kalleşti, dönekti, korkaktı, puşttu
Yaşam tekneleri yanaşmadan kıyıya
Kan selleri denizleri tuttu