Neden üzgün şarkılar dayı bu sıralar?
Adını başkasının koyduğu çocuklar
Büyüyüp zalim oldular
Taşın altında başım belada gibi arıyorum
Bulmak değil derdim bi’ arkadaşa bakıyorum
Trenle gittiğim yollar
İçime attığım kuyularda
Ki halim yok
Heykel gibi oturdum kalkmam daha
Gecikmiş süprizleri
Evde yokum bırakma
Neden üzgün şarkılar dayı bu sıralar?
Adını başkasının koyduğu çocuklar
“Adını başkasının koyduğu çocuklar”… Oha, bu nasıl bir laf ya? Bi’ de “büyüyüp zalim oldular” diyor. Vay anasını. Bi’ şarkı sözü bu kadar mı vurucu olur? Taşın altında başım belada falan… Çok tanıdık geldi bu his. Sanki benim içimden geçenleri yazmışlar. Trenle gittiğim yollar, içime attığım kuyular… Offf, bayağı derine indik. Heykel gibi oturmak… Aynen ya, bazen insan kaskatı kesiliyor, hiçbir şey yapası gelmiyor. “Gecikmiş sürprizleri evde yokum bırakma” kısmı da